Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neeee Guti mi? Yok Artık...

Canım Beşiktaş'ım dün açılışı yaptı. Biz takıma, takım taraftara, Quaresma futbola susamıştı. Rakipler ise gerçekten susamış... Tamam rakip mahalle takımı modunda olabilir ama bu adamlar liglerine Nisan'da başlamış. Yani aylardır form tutuyorlar. Bizim takım yeni ve bu sezon ilk ciddi maçımız bu. Eee bir de adamların her ne kadar defans yapmayacağız dediyse de, 8 kişi defans oynamaları (Buna mecbur kaldılar, çünkü Beşiktaş onların sahasından neredeyse hiç çıkmadı)  skorun biraz kısır (!) olmasına neden oldu. Maç güzeldi. Ortam güzeldi. Taraftarı anlatmaya gerek yok. Ama atak yapan, sürekli ileri oynayan Beşiktaş'ım güzeldi. Quaresma'nın penaltıyı attıramayan heyecanı bile güzeldi. Takım gelecek vaadediyor, hepimizi ümitlendiriyordu ama taraftarın bir derdi vardı yine. Şimdiye kadar kimi zaman işçinin, kimi zaman depremzedenin, kimi zaman araştırma görevlilerin, kimi zaman çevrecilerin sesi olan taraftarımız, dün gece de renklilerin sesi oldu....:) Renkl

TDK İş Başında !!!

Bildiğiniz gibi, ara ara Türk Dil Kurumu (TDK), yabancı kelimelere karşılıklar bulur. Biz de bunları ne kadar kullanabiliriz, ne kadar sürede uyum sağlarız gibi konuları konuşacağımıza espriler yaparak, işi gırgıra vurarak alay eder, konuyu kapatır, söz konusu kelimeleri yine yabancı kökenli kullanmaya devam ederiz. Evet bana da komik geliyor bazan ama kendime hep "Bilgisayar" ifadesini hatırlatıyorum. "Bilgisayar" ilk bakıldığı zaman komik, olması mümkün değil gibi görünüyor ama bir şekilde yerleşti dilimize. Garipsemiyoruz..O nedenle bence TDK'ya yüklenmek yerine azıcık bakış açımızı genişletelim. Yeniliğe hazır olalım. Milletimizin enterasan bir yapısı var zaten. Bazı kurumları işlerini yapmadığı için eleştiririz, bazılarını da işlerini yaptığı için :) İşte size son yapılan TDK çalışmalarından örnekler... Amblem - belirtke Anchorman - ana haber sun. Aspiratör - emmeç Banliyö - yörekent Bypass - köprüleme Billboard - duyurumluk

Guti Guti Pense... :)

Erdem Abi öyle bir yazıya imza atmış ki, kelimeler kifayetsiz kalıyor yazıyı tanımlamak için :) İyisi mi olduğu gibi ekleyeyim :D:D " GUTİ GUTİ PENSE Transfer sezonunda yorulduğumuz kadar sezon içinde yorulmamıştık… En kritik maçı beklemek ile Quaresma’yı beklemek arasında ki fark, Mecnun’un Leyla’yı beklemesi ile , Bihter’in Behlül’ü beklemesi kadar büyüktü.. Hiçbir maçta yitirmediğimiz aklımız transfer sezonunda bonservisi elinde dolaştı durdu. Allahtan bir alan olmadı da yuvada kaldı. Şimdi dört gözle Guti’yi beklemeye geçtik. Alt dudağını aldığı kişinin erkek olmaması bu transferi , “Ön sevişmeden” daha ilerilere götürse de. Quaresma’da ki orgazmı yaşatacağı şüpheli. Tabi bunda Quaresma’nın daha “çıtır” olmasının etkisi büyük sanırım.. Ferdinand, Amokachi, Pascal Nouma. Hepsinin tadı hala damaklarda… O yüzden de benim aklım hala Zenci olanda. Yanlış anlaşılmasın Robinho ‘da !.. Ama o da çok fanteziye girdiğinden olsa gerek aşırı pahallı!

Gel de fark at ...:)

Beşiktaş, UEFA Avrupa ligi, ön eleme maçında Faroe Adaları'nın takımı Vikingur ile eşleşti. Çok kolay (!) bir rakip gibi görünüyor. Gerçi bu futbol sonuçta korkmak ve ciddiye almak gerekiyor. Diyelim ki çok kolay bir rakip, gene de Kartal'ımın bu takımı rencide edecek bir skor almasını istemem. Garantiye aldığımız yerde durmamız gerek çünkü bu takım oyuncuları çok mütevazi. Mücadeleleri de saygı duyulacak cinsten. Takımda birisi kaptan olmak üzere iki Beşiktaşlı var :) o derece yani..... Size aşşağıda, Vikingur Takım Kaptanının kuradan sonra bir Türkle yaptığı yazışmayı aynen iletiyorum. Siz karar verin..Bence Beşiktaş Taraftarı şimdiden bu takıma bir güzellik hazırlıyordur :) "Merhaba; Kurada Beşiktaş ile eşleştiğimizi öğrenince hem heyecanlandık hem de çok mutlu olduk. Elbetteki sizler asıl favori olansınız ama bu bizim gibi amatörler için belki de karşımıza hayatta ancak bir kez çıkabilecek bir tecrübe demek. Beşiktaşı daha önce gerek şampiyonlar ligi gerek

Hatırına Sustum...

Nazan'ımın bir önceki albümü. Açıkça itiraf etmeliyim ki, önceki iki albümünü çok fazla dinlemedim bile çünkü bana eski Nazan Öncel albümlerinin tatlarını vermiyordu. Daha popüler ve güzel çalışmalardı ama bir "sokak kızı" olamamıştı hiçbir şarkısı...Albümün çıktığını bile arkadaşımdan öğrenmiştim. Takip etmeyi bırakmıştım yani. Ama bu albüm beni tekrar O'na yöneltti. O ki, şarkılarında hep farklı ritimler yakalayarak bizi coşturdu,O ki kimsenin kullanmayı akıl edemediği kelimelerle hislerimizi ifade etti,O ki "bu şarkıda da mı Nazan imzası varmış?" dedirtecek kadar çeşitlilik sahibi insan. Benim için bu albümle geri geldi. Bende bu güzel albüm hatırına yazdım.İlk şarkı yani "Öp barışalım" başlar başlamaz anlamıştım bu albümün güzel olduğunu, sonra son şarkıya nasıl geldiğini anlamadım. Çok uzun zamandır bir albümü bu kadar sık tekrar tekrar dinlememiştim. Her şarkıda kendinize ait birşeyler bulabilirsiniz, " Seni bugün görmem laz

Turkcell Süper Lig Kaç Büyük?

Malum, bu yıl "üç büyük" çuvalladı. FB ikinci olurken, GS ve BJK 3. ve 4. lüğü paylaştı. Şampiyon ise Bursaspor oldu. Kimine göre "üç büyük", kimine göre de, özellikle o üç büyüklerden herhangi birinin Trabzonspor ile maçı varsa, maça derbi demek adına "dört büyük" dediği ligimiz şu aralar kaç büyük olduğunu şaşırmış durumda. Zaten oldum olası bu ifadeye karşıydım. "Üç Büyük". Düşünsenize, resmen rekabeti zedeleyen, rakibi küçük düşüren bir ifade ve biz yıllarca, gerek medya, gerek spor klübü başkanları bu ifadeyi övünerek kullanmışız.Ama bu ifadenin zaten olmayan geçerliliğini son iki yıldır yitirmeye başladığını görüyoruz. Geçen yıla kadar Sivasspor'un başarısına tesadüfi deniyordu. Trabzonspor hep tehlikesiz gibi görünüyordu. Üstüne bir de Ankarspor da geldi ve bunlar bu yıl, üç büyüklere tabiri caizse, 3.5 attırıyolar.Bunun nedeni ne olabilir ?Bazen gerçekleri basitte aramak gerekir diye düşünüyorum. Olay şu, malum "üç büy