Ana içeriğe atla

Turkcell Süper Lig Kaç Büyük?



Malum, bu yıl "üç büyük" çuvalladı. FB ikinci olurken, GS ve BJK 3. ve 4. lüğü paylaştı. Şampiyon ise Bursaspor oldu. Kimine göre "üç büyük", kimine göre de, özellikle o üç büyüklerden herhangi birinin Trabzonspor ile maçı varsa, maça derbi demek adına "dört büyük" dediği ligimiz şu aralar kaç büyük olduğunu şaşırmış durumda. Zaten oldum olası bu ifadeye karşıydım. "Üç Büyük".

Düşünsenize, resmen rekabeti zedeleyen, rakibi küçük düşüren bir ifade ve biz yıllarca, gerek medya, gerek spor klübü başkanları bu ifadeyi övünerek kullanmışız.Ama bu ifadenin zaten olmayan geçerliliğini son iki yıldır yitirmeye başladığını görüyoruz. Geçen yıla kadar Sivasspor'un başarısına tesadüfi deniyordu. Trabzonspor hep tehlikesiz gibi görünüyordu. Üstüne bir de Ankarspor da geldi ve bunlar bu yıl, üç büyüklere tabiri caizse, 3.5 attırıyolar.Bunun nedeni ne olabilir ?Bazen gerçekleri basitte aramak gerekir diye düşünüyorum. Olay şu, malum "üç büyük" lerimiz, o kadar kaptırdılar ki kendilerini, birbirleri ile didişmeye, özel kanallardan gelir elde etmek için kadroda nereye konduracaklarını bilemedikleri yıldızlar transfer etmeye, futbolu unuttular. Çıkar yeneriz, derbiler zorlar dediler, sadece birbirlerini yener duruma geldiler. Ve şu anda da ligde, iki anadolu takımının 4 puan gerisinden geliyorlar. Olay basit "rakibi küçümsemek",Olay basit, "futbolu iyice ticarete döküp, amatör ruhu öldürmek",Şimdi devamı ne olur? Aslında çok bilinmeyenli denklem gibi bu,

1. Ya bu gidişata dur denir. Aba altında sopa gösterilerek, hakemler ve medya bir araya gelir ve anadolu takımları puan kaybetmeye başlar. Malum bu işin arkasında, özel kanallardan ciddi gelir var. Kimse bu kitleyi kaybetmek istemez. Anadolu takımları hariç bu durum herkesin işine gelir.

2. Ya "üç büyük" ler futbolu hatırlar, kadrolarının kıymetini bilir, adam gibi oynar, hakkı ile lider olurlar.

3. Ya da Anadolu takımları amatör ruhları ile devam eder ve çatır çatır kazanırlar maçlarını, "üç büyük" lere de, forma altından " Neydik ne olduk" tişörtleri giymek kalır.Bazıları, gerçekten "hakeden kazansın" zihniyetini taşısaydı, zaten bu tabir olmazdı ama ne olursa olsun artık bence "üç büyük" ler devri bitmiştir. Bitmelidir. Geç bile kalınmıştır.












Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu