Ana içeriğe atla

Hani Acımayacaktı...!!!



Tarkan'ımın son albümü uzun bir erteleme sürecinden sonra 29 Temmuz'da çıktı sonunda. Nihayet....Hele Şükür..."Adımı Kalbine Yaz"..

Albümü baştan sonra defalarca dinledim. Gerçi bu bir Tarkan albümü olduğu için biraz daha dinlemek gerekir miydi bilemiyorum ama albüm hakkındaki düşünceleri yazmak istedim.

Albüme genel olarak baktığımda albümün en büyük artısının, Tarkan'ın yorumu olduğunu söylemeliyim. Her şarkıda öyle nağmeler yapıyor ki, farkını anlıyorsunuz...Tam Tarkan gibi okuyor. "Metamorfoz"'da ritimlerin daha ön plana çıkması belki de bunu engellemişti. Daha elektro olunca, yorum ister istemez ikinci plana düşmüştü. "Adımı Kalbine Yaz" akustiği ağır basan bir albüm. Bu nedenle Tarkan'ın yorumu açısından Metamorfoz'un çok üstünde.  Eee zaten insanları Tarkan'a iten, onu vazgeçilmez kılan yorumları aslında. O yüzden daha ilk günden bu albüme herkesin içi ısındı. Ki ben Metamorfoz albümünü de çok beğenmiş birisiyim. Ama bu albümü dinleyince farkettim ki, böylesi daha iyi.

Ben Tarkan'ın çok davullu zurnalı şarkılar yapmasını istemiyordum. Akustik olsun, bizden olsun ama mümkünse pop kısmı ağır bassın, elektro ritimleri de olsun diyordum. Ki Tarkan bence bunu "Come Closer" albümünde yapmıştı ve o albüm batı ritimlerini çok daha kaldıran bir albümdü. Ama yine de Tarkan'ın yorumunu ve bizden birşeyleri buluyorduk. Tarkan "Metamorfoz" ile gerçekten farklı birşey denemişti. Ben beğenmiştim ama ama bir çoğumuzun içinin ısınmayacağını de idrak etmiştim. O albümde de "Dedikodu" gibi bizden şarkılar vardı ama onun bile içine biraz batı kaçmıştı...alışılmadıktı..O yüzden bu albümü dinlerken vicdan muhasebesi yapıyorum. Evet bu albüm de "Geri dönüş" gerçeği yadsınamaz ama kalkıp " Metamorfoz" u da yermek istemedim. Tarkan'ın bizde kredisi çok,  istediği farklılığı denesin. Mümkünse mesela yeniden ingilizce albüme tekrar yönelsin..Ama Türkiye gerçeğini görerek...

Bu muhteşem albüme gelince;

Benim en sevdiğim şarkı ile başlayan sıralamam ;

1. Sen çoktan gitmişsin
2. İşim Olmaz
3. Öp Öp doyamadım
4. Adımı kalbine yaz
5. Acımayacak
6. Sevdanın Son vuruşu
7. Usta-Çırak
8. Kayıp

Sen Çoktan Gitmişsin : Mükemmel ötesi...Sözler, beste, düzenleme ve üzerine kadife Tarkan sesi. Şarkı dümdüz ama dinlendiren bir düzlük bu. Ekşi sözlük te bir yorum okumuştum. "Sevdanın son vuruşu" nu düz bir şarkı olarak değerlendirmişti yorumlayan kişi. Ama bu düzlük öyle kötü bir düzlük değil demişti. Hani öyle inanılmaz virajlı yorucu bir yoldan çıkıp da bir düzlüğe gelirsin de, rahat bir nefes alırsın ya işte öye bir düzlük. Dinlendirici..huzur verici.. işte bu şarkı için tek diyeceğim budur. O virajlardan çıkıp rahat bir nefes aldım. Uzun zamandır bu kadar dinlendirici bir şarkı dinlememiştim...

İşim Olmaz : Bu şarkı bana direk "Karma" Albümünü hatırlattı. "Sen o bildiğim, bütün aşk bahçelerinin, en nadide çiçeğisin" sözlerindeki yanık melodiyi duyuyorum "olsun be güzelim, olsun" derken Tarkan. Araya giren ney, kavala ve gitarlar herşey de buram buram "Karma" kokuyor. Gerçek Tarkan müziği. Gerçek Türk Pop Müziği.

Öp Öp Doyamadım: Ne yalan söyleyeyim, ilk dinlediğimde ısınamamıştım. Ama biz tecrübeli Tarkan dinleyenleriyiz, acele etmeyiz. Bazen Ozan Çolakoğlu düzenlemelerde gerçekten yorucu oluyor :) iyice dinlemek, hazmetmek gerekiyor. Bu da aynen öyle bir şarkı. Sindirince vazgeçilmez oluyor. Özellike yaylıların kullanıldığı yerler öyle güzel ki :)

Adımı Kalbine Yaz : Hit şarkıdır kendileri. Mükemmel yorum ve harika bir melodi. Bir çok Tarkan şarkısının aksine yormayan bir düzenleme ile hemen kulakta yer edip, mırıldanmaya başlıyorsunuz. Bu yönüyle ikinci bir "Gülümse Kaderine" dir benim için. CD de ilk bozulacak şarkılardandır.

Acımayacak: Ben "Come Closer" da, "Bounce" u mükemmel bir şarkı olarak görürdüm. "Acımayacak " ı dinlerken özellikle geriden gelen zurnalarla hep "Bounce" u hatırlıyorum. Bu şarkı "Bounce" ile "Hüp" karışımı bir şarkı olmuş bence. Bir aranje harikası demektir bu.

Sevdanın Son Vuruşu : Böylesi ritimlere o yaylıları işleyenlerin ellerinden öperim. Başka da birşey diyemem...

Usta-Çırak : Gülşah Tütüncü, hem şarkıyı yapmış, hem vokallerde, hem de düzenlemesine yardım etmiş. Ortaya süper bir şey çıkmış bence. Biraz "Just Like That", biraz "Seviş Benimle" biraz da "Çat Kapı"..:) Klibini beynimde çektiğim şarkı ayrıca bu şarkı. Onunla birlikte dinliyorum : )

Kayıp: Belki bana kızacaksınız, Kayıp gibi bir şarkı son sırada olur mu diye. Diğer şarkılara bağlı olarak olabilir. Evet mükemmeldir, evet ağlatır, Tarkan muhteşem söylemiştir ama bence albümün en kötü şarkısıdır. Kötü derken :DDD günümüz şarkılarının çok çok üstünde bir kötü bu. Zaten albümde vasat şarkı bile yok. Bu şarkı vasatın üstüdür. Nedeni ise tipik, klasik Tarkan slowu olmasıdır. Ben "İşim Olmaz" da bu şarkıdan daha çok duygulanırım mesela

Remixler de güzeldir. Ama remixtir nihayetinde. O şarkılar gece klüplerine bırakılmalıdır. Tarkan burayı okuyorsa, ya da onunla ense tokat samimiyetinde birileri okuyorsa, "yalvarırım remixlere klip çekme" yakarışımı iletsinler kendilerine. Bu da benim şahsi fikrimdir. Bırak o remixleri DJ'ler değerlendirsin.

Albümün dezavantajı şarkı azlığıdır ama şarkıların hepsi yoğundur. Güzeldir. o yüzden bu dezavantaj göz ardı edilebilir. Burada dinleyicilerin yaptığı en büyük hata bu albümü direk "A-Acayipsin", "Ölürüm Sana" ya da "Karma" ile kıyaslamalarıdır. Dikkat edin albüme laf atan herkes bunları baz alarak konuşur. Ama bence bu albüm ayrı bir tat olarak dinlenmelidir. Söz konusu albümlerden ufak ufak renklerin de olduğu "YENİ" bir Tarkan Albümüdür. Kayıp hariç :D:D

Son olarak, hani acımayacaktı Tarkan...Bu albümü dinlerken neden kalbim sıkışıyor o zaman...Niye yalan söyledin bize...yoksa bu albümde efkarlanan, kalp ağrısı çeken bir ben miyim...Haaaaaaaa Hani acımayacaktı..???


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu