Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ofis Krallığı Bölüm 1 : Keloğlan'ın dramı

Bir zamanlar çok yakınlarda bir yerde "Ofis Krallığı" adında bir ülke varmış.Burada Keloğlan adında bir garip oğlan yaşarmış. Keloğlan şu aralar çok üzgünmüş. Çünkü canı çikolata, şeker istiyormuş ama parası az olduğu için alamıyormuş. Şeker alabilmek için son parasıyla kumar oynamış ama kaybetmiş. Böylelikle hiç parası kalmamış. Dağlarda tepelerde tek başına gezerken Kozalağa rastlamış ve derdini anlatmış. Kozalak bu duruma çok üzülmüş ve yardım etmek istemiş. O sırada Uğur Böceği ile karşılaşmış ve ona da durumu anlatmış. Ancak Uğur Böceği pek oralı olmamış. Aklı peşinde olan kurbağadaymış. Derken Kurbağa Uğur Böceğini bulmuş ve yemeye çalışmış. Kozalak Uğur Böceğinden umudu kesince soluğu Domuzcuğun yanında almış. Ancak Domuzcuk da hayvan hakları protestosunda olduğu için Keloğlan'ın dramı ile hiç ilgilenmemiş. Kozalağın canı çok sıkılmış, tam vazgeçmek üzereyken, aklına Kralın Soytarısı Süslü Kaplumbağa gelmiş. Süslü Kaplum

Hoplayıver Çekirge...

Geçenlerde işyerimizin bulunduğu binanın önünde havamızı alırken, intihar girişimi yapan bir çekirge ile karşılaştık. Cama o kadar hızlı bir dalış yaptı ki, söz konusu hızı, formüle yerleştirsem çekirge gözümüzün önünde maddeden enerjiye geçiş yapabilirdi. Bir kaç denemeden sonra yaşamanın güzel olduğunu anlamış olmalı ki, sakinleşti. Cama kondu ve kendini izlemeye başladı. Küçücük beyninde nasıl algıladı durumu bilmiyorum ama sanırım hoşuna gitti. Uzun süre camda kendisi ile ilgilendi Kendisi hakkında yapılan şarkılardan ve deyimlerden de haberi var mıdır acep. Evet küçücüksün ama bir şekilde etkiliyorsun işte bizi  :)

Sanatsal :)

Akşamüstü ofise vuran ışık o kadar güzel oluyor ki, benim gibi birisi bile (öylesine fotoğraflar çeken) eline kamerayı alıp bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yakında önemli mücevher markalarının kataloglarına çekim yapabilirim. Neden olmasın :P Pin It Işık pek de güzel olmuş :) Pin It Kendi ellerimle boyadığım minicik kelebeğim ... Ve son olarak toplumsal mesajımızı da verelim.. :)

Ankara Spor Salonu'nda İlk Maç

Asosyal kimliğimden çıkmak üzere aldığım teşvikler sonucu bu haftaki Türk Telekom maçına gitmeye karar verdim. Hem güzelim Ankara Spor Salonu açılmışken, gidip görmemek ayıp olurdu.Bir arkadaşımı da ikna edince cumartesi maça gitmek üzere planımızı yaptık. Maç 17.00'de başlayacaktı. Mersin Büyükşehir Belediye ile oynuyorduk. Biz 15.30 gibi Ankara'nın Kızılay'da meşhur buluşma noktalarından olan DOST Kitapevi' nin önünde buluşmaya karar verdik (Diğerleri için bkz. Gima'nın önü, YKM'nin önü vs.:D). Zira biletlerimizi almamız için gerekli olan Biletix gişesi de DOST'taydı. Ben buluşma saatine bir kaç dk. kala geldim. Arkadaşım gelene kadar biletleri aldım, kitaplara baktım vs. Arkadaşımın geciktiği 20 dakika boyunca oyalandım (Bundan sonra ona verdiğim saatten 30 dk. sonra gideceğim :) ). Bazan bu gecikmelerin DOST tarafından yapıldığını düşünüyorum. Oyalanırken kitap almamak için kendimi zor tuttum. Eminim o kalabalığın % 60'ı birilerini bekliyordu :D