Ana içeriğe atla

Ofis Krallığı Bölüm 2 : Yabancı

Hayvan hakları protestolarından yorgun düşen Domuzcuk, ormanda yürüyüşe çıkmış. Kafasını dinlemek istiyormuş.  

Derken çalılıkların arasında daha önce hiç görmediği bir şeye rastlamış. Bu şey hem uzun, hem desenli, hem de canlıymış. 


Domuzcuk çok korkmuş."Bunu hemen birilerine söylemeliyim" diyerek koşmaya başlamış. 
  
Koşarken önce Kurbağa ve Uğur Böceğine rastlamış. Ama Kurbağanın, hala takıntı yaptığı Uğur Böceğinin peşinden koştuğunu görünce, Domuzcuk onlara hiç bir şey anlatmadan koşmaya devam etmiş.
Ve sonunda Süslü Kaplumbağa ile karşılaşmış. Durumu Kral'a iletmesini söylemiş.


Kral bahçesinde dinlenirken, kaplumbağanın verdiği haberle huzursuz olmuş ve hemen krallığı toplamasını söylemiş.


Krallık arasında uzun tartışmalara girmiş.Kral, "Bu yabancı krallığımız için tehdit oluşturabilir" demiş. Keloğlan "belki de uzaylıdır "demiş. Bu kelime halkta huzursuzluğa neden olmuş. Hatta, Kurbağa "uzaylı" lafını duyunca bir anlığına sadece bir anlığına Uğur Böceğine olan ilgisi dağılmış.


En sonunda kral bu yabancıyı huzuruna çağırıp, ona kim olduğunu, ne olduğunu nereden geldiğini sormaya karar vermiş.


Yabancı onlara, isminin "Zürafa" olduğunu, kendileri gibi normal bir canlı olduğunu ve Ofis Krallığı'na hediye olarak geldiğini söylemiş. 


Önceleri buna inanmayan Kral, kısa bir araştırma yapmış.


İkna olan Kral ve Halk Zürafa'yı aralarına almış. Ama en çok Domuzcuk Zürafa'ya yakınlık göstermiş. Ve ikisi çok iyi arkadaş olmuşlar.




-2. Bölümün Sonu -



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu