Ana içeriğe atla

Reklamlar...

Bu yıl da bitiyor. Bitmeyenini bulamadık henüz. Bulsak da ister miydik bilmiyorum. Bu yıl çok güzel reklamlar vardı. Ben bunlardan en sevdiğim 5 tanesine karar verdim. Eminim çok unuttuklarım vardır ama, ilk aklıma gelenler her zaman en çok etkilendiklerim değil midir :)

THY
THY, son iki yıldır ciddi bir atılımda. Bu reklamların hepsi çok güzel. Ben bunu seçtim.  Manu'lu reklam daha güzel ama 2010 a rastgeliyor maalesef.




SNICKERS
Bayıldım...bayıldım... Fikir güzel, uygulama şekli daha da güzel. Biliyorsunuz reklamda bir ünlü ile anlaşılınca genelde abartılır. Burada özellikle Gönül Yazar'ın sadece bi iki saniyelik katkısı reklamı çok daha güzel yapıyor.


TÜRK TELEKOM
Reklamın iki güzelliği var. Birincisi eski döneme ait özeni. İkincisi de süpriz bir vuruculuğa sahip olması. Sonuna kadar merakla izleyip şaşırıyorsunuz.


DACIA
Reklam sektöründe çalışan bir arkadaş, reklamın iyiliğini, görüntü kalitesi, konu vs. değil, dile çabucak dolanan ve unutulmayan sloganlar gösterir demişti. Bu reklam filminin sloganı aynen de böyle " Kolay ulaşırsın, zor vazgeçersin" Tabi bu güzel sloganı, kurgu olarak da bence harika bir reklamla tamamlamışlar.


ŞEKERBANK
Sade, kısa ve derin. Tabi bankacılık sektörüne sitemlerim var ama bir fikir güzelse takdire değer. Bu reklamın farklı meslek gruplarına ait bir kaç versiyonu var hepsi de aynı şekilde etkileyici bence.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu