Ana içeriğe atla

Cüzdanıma mektup..!



Sevgili Cüzdanım,
ben bunları yazarken, sen, tüm duygularımdan habersiz, çantamın içinde duruyorsun.
Sana eğer şimdi biraz sitem edeceksem bil ki seni sevdiğimden, senden vazgeçemediğimdendir.
Yeri geldi küçük bir çantaya koymak için çok hırpaladım, yeri geldi büyük çantaların içinde arayıp durdum seni.
Evde unuttuğum o günü hatırlamak bile istemiyorum.
İnanılmaz parasız kaldığım bir gün, kenarından, hiç hatırlamadığım bir 10 TL çıkarmıştın. Sen belki unutmuşsundur ama ben bu iyiliğini asla unutmayacağım.
Hatırlar mısın, bir keresinde, bakkal "bozuk vericem" demiş ve bir sürü demir parayı elime tutuşturmuştu.
Ben de o paraları sana sığdırmaya çalışmıştım. Patlamak üzereydin. Ne kızmışsındır o gün bana.
Ama inan o günü hatırladıkça hala utanıyorum.
Abiye giyindiğim günler, seni yanıma alamayınca, inan bana ben de mutlu olmuyordum. Bir yarım hep evde, seninle kalıyordu.
Benim için ne kadar önemli olduğunu bir bilsen.
E kolay değil, her şeyimi sana emanet ettim. Param, kimliğim, kredi kartlarım, kartvizitlerim, fotoğraflar...
Ah be cüzdanım, ben de öyle duygulara neden oluyorsun ki, sevgiliye "gel be artık" isyanı gibi...

Demem o ki, yıl olmuş 2012 "dol be artık"...Yetti valla, bak zam zamanı, artık naparsın bilmiyorum ama eğer...öhö öhö..

S.S.V.D.S.O.A.

Özlem

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu