Ana içeriğe atla

Nina Simone - Sinnerman



Bu şarkının bana bizim türkülerimizdeki "uzun hava" yı anımsattığını söylesem gülersiniz sanırım. Ama öyle gerçekten. Garip bir şekilde içerleniyorum bu şarkıyı dinlerken. Abartsam, bizim uzun havalardaki gibi elini dizine vurup yakınma moduna geçerim. O kadar duygulanıyorum. Ne bileyim o ritimleri ve şarkının içindeki kendi ritimsizliği, kafasına göre söylüyormuş gibi görünüp de aslında çok melodik ilerlemesi falan. Kaos ortamını hatırlatır bir düzensizliği var ama tek bir ritim üzerine kurulu.  Çok garip bir şarkı.

En son Person of Interest' in bir bölümünün sonunda dinlemiştim. O diziyi neden bu kadar sevdiğimi de bir kere daha farkettim. Gerçekten müziklerine önem veriyorlar. Dizinin sonunda Sinnerman' ı duyunca bitmesin dizi istedim. Sonra bu sabah birden kafamda çalmaya başladı. Üstünden iki ay falan geçmişti. Hala da çalıyor...o bağımlılık yapan ritimi durduramıyorum :)






Bir de çok eski bir versiyonu varmış :)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu