Ana içeriğe atla

Aşkın okları...

Eskiden beri kendimce aşkın tarifini yapmaya çalışırım (kim yapabilmişse...) . "Aşk, tek taraflı oklardan ibarettir" gibi bir düşüncem olmuştu bir ara. Yani hep tek taraflıdır, bir yöne akar. O' na kavuştuğun an aşk garip bir hal alır. Veya kavuşamayacağın kişilere aşık olursun, kavuşabildiklerini seversin vs. vs. Ama tabi bunlar benim gençlik (!) dönemime gelen düşünceler. Şimdi birçok fikrim değişmiş durumda. Ve gerçek olan bir şey var ki, kişiye göre değişiyor bu tanım ve fikirler. Ayrıca ortada aşk varsa, kenarda köşede mutlaka oklar da vardır :)



Aşık olunca hayatındaki tüm oklar O' nu gösterir.....




    

En azından bir müddet, mücadelen tek taraflıymış gibi gelebilir sana :)



Bu süreçte, çok kez "yapmam" dediğini yapıp, kendini, hatalarını yinelersin...



Yolunu kaybetmiş gibi hissedebilirsin...


         

Sonra her şey bitti derken oklar yön değiştirir...





Ve hayatının en güzel oku kalbine saplanıverir... :)
Tüm bu süreçte yapman gereken birkaç şey var aslında yapabiliyorsan....Kendin ol ve  plan yapma...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu