Ana içeriğe atla

Büyük Tiyatro ve Hürrem Sultan


Dün Hürrem Sultan' i izledim sonunda. Oyunun Büyük Tiyatro'da olmasının benim için ayrı bir önemi vardı. Büyük Tiyatro, bence Ankara'daki en güzel tiyatro sahnesine sahip. Hem derinlik, hem de salonun eski havası açısından. Dün de dayanamadım bir kaç fotoğraf çektim :) Teeee yıllar önce üniversitede tiyatro kulübündeyken III. Richard' a gelmiştim en son bu salona. Burak Sergen' in muhteşem oyunculuğu ve o atmosfer büyüleyici idi. Yıllar sonra buraya gelmek, o günlerimi hatırlattı.




Oyuna gelirsek. Adının Hürrem Sultan olduğuna bakmayın, çoğunlukla Kanuni' nin, oğlu ile arasındaki bağ anlatılıyor. Hürrem tabii ki burada ortalığı karıştıran en önemli faktör ama oyun salt Hürrem' i anlatmıyor. Şimdi genel bir bakış atalım oyuna, sonra da kendi yorumlarımı yazayım....

"Hürrem Sultan eliyle oluşan entrikalar ve tutkularla örtülü bir çevrede Kanuni Sultan Süleyman’ın tarihsel kişiliğinin yanı sıra onun bir baba olarak güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkarmaktadır." deniyor oyun tanıtımında.




Oyunun Kadrosu

Yazan : ORHAN ASENA
Yöneten : SERHAT NALBANTOĞLI
Yönetmen Yardımcıları : AHMET TÜRKOĞLU - DİLEK BOZKURT
Dekor Tasarımı : H. GÜVEN ÖKTEM
Giysi Tasarımı : SEVGİ TÜRKAY
Işık Tasarımı : ZEYNEL IŞIK
Müzik : CAN ATİLLA
Sahne Amiri : LALE GÖKDAĞ
Kondüvit : OLGUN TEKİN
Suflöz : MEDİNE KALIÇ

Oyuncular

MİRAÇ ERONAT ERBİL
SİNAN PEKİNTON
OKTAY DAL
ORHAN ÖZYİĞİT
CANER KADİR GEZENER
ÇAĞRI TURAN
UĞUR NAK
EMRE ERCİL
ŞAHAP SAYILGAN
GÜLŞAH ÇOMUOĞLU
ERENGÜL ÖZTÜRK
BÜLENT TÜRKMEN
CİHAN KAYMAK
KORHAN ENİS YAVUZ
SİNAN HÜRKARDEŞ
TUBA AKTEN
ALİ SÜTBAŞ
ATIL AKBAŞ
BATUHAN BELHAN
BURAK AKSOY
CENGİZ AYDOĞAN
ÇAĞRI BAYRAK
ERAY YILMAZ
FATİH ÖZDEMİR
FERDİ YÜCE
HASAN ÜRETEN
HÜSEYİN ÖZDEMİR
KEMAL ANIL GÜNDÜZ
SERCAN ÖZGEN


Gelelim benim yorumlarıma...

Öncelikle söylemeliyim ki, kostümler ve dekor muhteşemdi, bayıldım. Her ikisinde de çok büyük emek var. Masraftan kaçınmamışlar adeta. Ancak özellikle kostümler. Gerek Hürrem' in giydikleri, gerek Kanuni'nin kaftanları muhteşemdi. İnanın kostümlere bakmaktan bir çok mimiği kaçırdım. Resmen göz alıcıydılar. Hazır şu ara Oscar fırtınası varken, varsa tiyatroya dair böyle bir ödül, en iyi kostüm ödülü bence kesinlikle bu oyunun olmalı.

Can Atilla' nın yapmış olduğu müzikler de bir başka güzel. Oyuna özgü melodilerin haricinde bilindik melodilere de kendi yorumunu katmış ve bu halini çok beğendim.

Oyun genel anlamda dram. Hatta sadece dram diyebilirim. Tek bir komedi unsuru yok. Ancak güzel olan o denli ağır olabilecek psikoloji ve entrika ağırlıklı diyalogların dozunda tutulması. Oyundan kopulmuyor bu sayede. Dekor geçişlerinin zor olmasına rağmen sahneler de kısa tutularak güzel bir tempo yakalanmış.

Dekor ve kostümlere bayıldığımı söylemiş miydim?

Oyunculuk olarak da her şey olması gerektiği gibiydi. Hiç birinin hakkını yememekle beraber, Behzat Ç. dizisinde Bahri karakterini canlandıran Emre Erçil' i burada görmek cidden sürpriz oldu benim için.

Özetle, ışıl ışıl bir dram izledik. Bu senenin en iyi oyunlarından birisi idi...


Yorumlar

  1. güzel paylaşım:)bloğunuzu takibe aldım:)banada beklerim:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu