Ana içeriğe atla

Şiir ve Tramvay...


Hafta sonu arkadaşlarda kahvaltı planımız çok şiirsel geçti :) Benim kötü bir huyum vardır o evde hoşuma giden süs eşyaları varsa utanmadan fotoğrafını çekerim. Belalı bir misafirim yani. Bu evde de o tramvayı görünce hemen telefona sarıldım. Bir gün inşallah bunun gerçeğini de çekerim... :) 

Bir diğer kötü yönüm de kitaplığı kurcalamak...bayılırım. Kitaplık evrensel alandır sonuçta. Bu kez ev sahibesi şiir seven biri çıkınca biz de minik çapta bir "Ölü Ozanlar Derneği" cilik oynadık :) Tabii biz o filmdeki gibi derin ve ağır şiirler seçmedik. Seçemezdik zira elimize "Garip Şiirler Antolojisi" kitabı geçmişti. Çok ünlü şairlerin yazmış olduğu "ilginç" şiirlerin derlendiği bir kitap. Ümit Yaşar Oğuzcan derlemiş kitabı. Biz de şiirlerden fallar tuttuk. Açıkçası şunu söyleyebilirim şiirlerin çoğu hafif meşrep, biraz edepsiz çoklukla komik. Ben yine edeplilerini seçtim :)))) O çok çok romantik şiirlerini okuduğunuz Turgut Uyar' ların, Cemal Süreyya' ların zaman zaman farklı kafalarda olduğunu bilmek de garip bir şekilde rahatlatıcı... :) 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu