Ana içeriğe atla

O Kuş Kondu Badi Parmağıma...


Hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda hamurdan kuşlar, balık, bıyık vs. yapmıştık. Burada görebilirsiniz o gün nasıl eğlendiğimizi. Tabii bu kadarla bitmiyor bu işler. Bunun daha pişirmesi, boyaması ve verniklemesi vardı. O gün eve gider gitmez fırına atıp 175 derecede 15 dk pişirmiştim ama ondan sonra bir türlü ilerleyemedim. Yok boya bitmiş, yok beyaz kalmamış, yok vernik almam lazım derken tam üç hafta bekledi bu güzelim şeyler. İşte geçtiğimiz hafta sonu bunlarla uğraştım. Boyalarımı ve sprey verniğimi aldım (ki bu vernik inanılmaz güzel, kolayca uygulanabiliyor) ve başladım işe. 


Önce guaj boya ile ana renkleri boyadım. Ben genelde pastel tonları sevdiğim için tüm renklere hafif bir beyaz karıştırıyorum. Bence daha güzel renkler çıkıyor ortaya. Sanırım sadece sarıya yapmadım bu işlemi. Diğer tüm renklerde hafif bir beyaz etkisi var. 


İşin en önemli noktası ince ayarlar. Çünkü siyah ile bu hatları yapmazsanız güzellikler ortaya çıkmıyor. Kuşun gagası, kanadı, gözleri vs. ince uçlu bir fırça ile belirginleştirildi. Böylece boyama işi bitti ve benim en korktuğum aşamaya geçildi. 


Vernikkk... Böyle şeyleri çok yapmadığım için gelişmelerden haberim yoktu. O nedenle boya için alışverişe çıktığımda, normal bir vernik alıp fırça ile sürmeye çalışacağım, hem kokusuna maruz kalacağım hem de fırça izi oluşmasın diye uğraşıp duracağım gibi olumsuz durumları sıralamıştım. Sonra dükkandaki amca, tozlu raflardan bana "Sprey Vernik" mucizesini buldu çıkardı. Hayat kurtarıyor resmen. Hem çok kolay uygulanıyor hem kokuya fazla maruz kalmadan kısacık sürede işinizi bitirebiliyorsunuz. Hem de fırçayı temizlemek gibi bir derdiniz olmuyor. Bir iki önemli noktası var tabii. Mesela uygulama sırasında mümkünse maske kullanın ve sprey yapacağınız kısıma biraz genişçe bir gazete kağıdı sarın. Ki halınız duvarınız vs. vernik olmasın. Tabii ben bunu balkon kapısının önünde yaparak kokudan da maksimum koruma sağladım. Sonuçta ne kadar pratik bir işlem olsa da odanın ortasında yapılacak bir iş değil.


Bir günlük kuruma sonucu da işlemimiz tamamlandı. Şimdi dilerseniz bunların arkasına magnet yapıştırıp buzdolabı süsü yapabilirsiniz. Ya da benim gibi uygun bir iple duvara asmanın yollarını arayabilirsiniz. Mesela bıyığımız kolye ucu oldu bile :)





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu