Ana içeriğe atla

I Chappulled Yesterday...


Dün, son dakika kararı ile Tunalı' ya gidelim dedik. Amacımız oradaki güzel kalabalığa karışmak, destek vermek ve kendimizce tepkilerimizi dile getirmekti. Son dakika olduğu için biraz hazırlıksızdık. Ben bir iki beğendiğim esprilerden oluşan pankart yapmaya çalıştım bilgisayardan. Malum bu dönem aynı zamanda bir mizah patlaması yaşıyoruz. Şiddetle değil de mizah ve zeka ile yaklaşıyoruz olaya tüm ülkecek. 

Tunus caddesine girdiğimizde akşam saat 19:00 gibi havada ağır bir koku vardı ve gözler yaşarıyordu çok hafif. Orası sakindi ancak tam o saatlerde Kızılay' da olaylar çıkmış ve gazın kokusu oraya kadar geliyordu. Düşünün gaz metrelerce uzakta olmamıza rağmen bizi rahatsız etmişti ve ben olayların tam ortasındaki insanlar nasıl dayanıyor buna, ne kadar zormuş ilk kez idrak ettim. 




Kuğulu Park' a 20:30 gibi vardık. Her şey çok güzeldi. Kalabalık yolda toplanmış slogan atıyor, şarkı söylüyor, zıplıyordu. Hatta birisi yanında lazer getirmişti ve eylem yerinde hafif disko havası bile vardı :)

İnsanlar özel bir tepki vermek değil, "tepki vermenin ne demek olduğunu bir kere daha hatırladıkları" için oradaydı. Çevrecisi, meslek hakkı için savaşanı, barış için mücadele edeni hep ortaydı. Ortak bir payda vardı tabii ki ama aslında her biri, bir birey olarak da veriyordu tepkisini. 


Sonra ne mi oldu........."Penguenlerin, büyüklük bakımından 30 - 105 cm. arasında değişiklik gösteren 17 kadar türü bilinmektedir. En irileri olan İmparator penguen 45 kg. ağırlığa ulaşır. Sıcak bölgelere doğru gidildikçe boyları küçülür. Denizlerdeki kabuklular, balık ve mürekkepbalıkları ile beslenirler. "


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu