Ana içeriğe atla

Bir Delinin Haykırışı...


Bu filmi izlemedim, ama şu sahne, şu müzik ve şu konuşma var ya... Son iki haftadır adeta ruhum için aldığım vitamin oldu. Karamsar, absürd, gerçek, gerçek dışı....Ne zaman canım sıkılsa açıp dinliyorum, okuyorum. Üzüyor ama karamsarlığa kapılmıyorum. Aksine garip bir güç veriyor. 

Farid Farjad' ın muhteşem eserinin eşlik ettiği bu muhteşem sahnede geçen konuşmayı üşenmedim yazdım. Çantamdaki defterimde de, bloğumda da dursun istiyorum. Günümüze uygun, düne uygun, yarına uygun... 


"İçimde hangi adam konuşuyor?
Hem aklımda, hem bedenimde aynı anda ayrılamam. Bu yüzden tek kişi olamıyorum.
Kendimi aynı anda sayısız şey olarak hissedebiliyorum. 
Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur. 
Kalbin yolları, gölgelerle kaplanmış. 

Yararsız görünen seslere kulak vermeliyiz.
Okul duvarları, asfalt ve refah reklamlarının uzun kanalizasyon boruları ile dolu beyinlere, böceklerin vızıltıları girmeli. 
Her birimizin gözlerini ve kulaklarını, büyük bir rüyanın başlangıcı olan şeylerle doldurmalıyız. 
Birileri pramitleri yapacağımızı haykırmalı. Yapamamamızın bir önemi yok, o isteği beslemeliyiz.
Ve ruhun köşelerini esnetmeliyiz, sınırsız bir çarşaf gibi.

Dünyanın ilerlemesini istiyorsanız el ele vermeliyiz. Sözüm ona sağlıklıları, sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız.
Siz sağlıklı olanlar, sağlığınız ne anlama gelir? İnsanoğlunun bütün gözleri, içine daldığımız çukura bakıyor. 
Özgürlük faydasızdır eğer gözlerimizin içine bakmaya, yemeye, içmeye ve birbirimizle yatmaya cesaretiniz yoksa. 
Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler, sözüm ona sağlıklı olanlardır.

İnsanoğlu dinle !

Senin içinde su, ateş ve sonra kül ve küllerin içindeki kemikler...
Kemikler ve küller...

Gerçekliğin içinde veya hayalimde değilken ben neredeydim?

İşte yeni anlaşmam:

Geceleri güneşli olmalı ve Ağustos da karlı. 
Büyük şeyler sona erer, küçük şeyler baki kalır.
Toplum böyle parçalanmaktansa, yeniden bir araya gelmeli.
Sadece doğaya bak, hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. 
Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz
Yanlış tarafa döndüğümüz noktaya.
Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz, suları kirletmeden.

Deli bir adam size, kendinizden utanmanızı söylüyorsa, ne biçim bir dünyadır burası?

Anne, başının etrafında dolaşan ve sen güldükçe berraklaşan o hafif şey havaymış..."





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu