Ana içeriğe atla

Being in Love (Osho)


Bu kitap ile ilgili bir kaç noktayı şu, şu ve şu postumda paylaşmıştım. Sonunda kitabı bitirdim :) Sindirerek, yavaş yavaş okudum. Daha önce söylediğimi yine tekrarlıyorum, kitap size hayatın sırrını vermiyor. Zaten yaşadığınız, hissettiğiniz şeylerin farkına varmanızı sağlıyor. Kitapta da bu "farkındalık" kavramı sıkça geçiyor zaten.

Bu kitap uzun uzun analiz yapılacak bir kitap değil aslında. Daha doğrusu benim o analizi yapacak birikimim yok. Herkes bu kitaptan kendine göre bir şeyler bulacaktır. Ben hoşuma giden bir kaç cümlesini paylaşacağım. Çok çok daha fazlası kitapta mevcut. Güzel ve gerçekçi örneklemelerle.  


"Yaşamın Matematiği ; Nefret aşka karşı değildir, içindedir bütündür. Gün gece ile, çalışmak dinlenmek ile, açlık toklukla bir bütündür." 

"İhtiyacımız olan şey yalnızlığı unutmak değil, tek başına olduğumuzun farkında varmaktır. Not lonely, be alone. "

"Çocukların hem zeki, hem itaatkar olması isteniyor. Ancak bu imkansız. Zeki insanlar itaatkar olamaz. Ancak sizinle hemfikirlerse "evet" diyebilirler."

"Kadınlar önce erkekleri kılıbıklaştırıp, sonra da kılıbık oldukları için ilgilerini kaybedeler.  :))) " bak bunu tuttum. 

"Medicine cures your body, meditation cures your soul..."

"Karanlık ve yalnızlık ile doğrudan savaşamazsınız. Çünkü bunlar bir varlık değil, belirli bir şeyin yokluğudur. "

"Çocuklar, annelerini, kendilerinin bir parçası olarak gördükleri için ilk önce "baba" demesini öğrenir"




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu