Ana içeriğe atla

Dört Kısa Günden Bana...


Sezen diyor ya, "dört kısa günden bana bir garip sızı kaldı, bir de deli özlemin..."
Benim bu dört günlük tatilimden de bana, iki film, bir oyun bir de aslan kaldı...

Öncelikle arkadaşıma yaptığım doğum günü hediyesi projesini bitirdim. Kendisi fanatik Galatasaraylıdır. Daha uygun bir şey bulamazdım herhalde :) Hoş biri beni durdurmazsa tüm odasını aslanlarla donatacağım. Daha önce de aslanlı bir yastık işlemiştim. Bu yaptığım aslanı da duvara pano olarak düşünüyorum, bakalım artık...




Ardından iki güzel film sığdırdım bu tatile. The Help ve The Hunt (Evet alfabetik ilerliyorum... :P ). İkisi de dolu dolu bayıldığım filmlerdi... İkisini de sinema bloğumda yazacağım bir ara.


Ardından da Cumhuriyet Bayramımızı bir tiyatro oyunu ile süsledik. Ramiz ile Jülide... Bunu da yazacağım ilerleyen günlerde. Çok eğlenceli bir o kadar da dramatik bir oyundu. Bu vesile ile tiyatro sezonunu açtık. Hadi bakalım...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu