Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hoşgeldin :))

Bu sabah orkidemi açmış buldum. Üç yıl aradan sonra... Hoşgeldin :)  Bugün beni çok mutlu ettin.. :) Öyle ki Facebook, Instagram...Her yer orkide, her yer güzellik :)) 

Nereye?

Bir avuç mültecinin misafiri olduk dün gece. O daracık tırın arkasında, kutular arasında, kimi zaman hüzünlü, kimi zaman neşeli, bilinmeze giden yolculuklarına eşlik ettik... Kimi zaman gülerek, kimi zaman ağlayarak... Hepsinin bir derdi, kaçtığı bir şey, gitmek istediği bir yer, olmak istediği kişiler vardı... Birbirlerinin acılarını, geleneklerini, huylarını hatta dillerini bilmeyen kişiler. Kimi töreden kaçıyordu, kimi savaştan, kimi de tefecilerden...Biz de onların bu yolculuğuna katıldık. Ne olduklarını, ne olmak istediklerini ve ne olacaklarını gördük.  Nereye, sanırım benim şimdiye kadar en çok reaksiyon verdiğim oyun oldu. Zengin diyaloglara eşlik eden mimikler ile, özellikle komedi kısımlarında ciddi ciddi kahkahalar attım. Ama öyle bir komediydi ki bu, gülelim ağlanacak halimize modunda, kahkahalarımız yüksek ama yüreğimiz buruk. Çünkü hepsinin bize hissettirdiği şey çok netti. Dram. Ama oyunun kurgusu o kadar iyidi ki, böylesi bir konuyu ağır dram sa

TemizZzlik...

Bu hafta sonumu tamamiyle kendime ayırdım. Uzun zamandır evimle ilgilenmiyordum. Şöyle detaylı bir temizlik yapayım dedim. Her odada, çekmece raf vs. detaylı uğraşınca tüm günümü aldı temizlik ve kesinlikle yukarıdaki kadar eğlenceli değildi.  Hayır, henüz topuklu ayakkabılarla banyo temizleyemiyorum.  Henüz topuklu ayakkabılarla işte bir günümü bile zor geçiyorum... :)  Tanrımm, bu kadınlar bunu nasıl yapıyor... :)  Böyle olsun isterdim tabii ki.... Ama böyleydim...   Pekala itiraf ediyorum, bir ara kulaklığı takıp dans etmiş olabilirim... :)  Ama gerçekten kısa sürdü..... Neyse ki çamaşır makinem var... Ama işte o tüylerden bende yoktu... :(  Sonrası mı?... Tüm pazar süren yorgunluk... Öyle ki bütün günümü tv karşısında film izleyerek geçirdim.  Bu da iyi oldu tabii bir yandan. Birikmiş filmlerimi temizledim birazcık :) Yine de mutluyum. İnsan bir işi erteleyince gerçekten mutsuz oluyor. Üç haftadır bir şekilde erteliyordum b

Çocuk Hakları...

Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Biz onların en neşeli anlarına şahit olup da "ne güzel ya keşke çocuk olsam" diyoruz. Ya da iş güç bizi yorduğu zaman "şimdi çocuk olmak vardı, hayat onlara güzel" diyoruz. Hayat gerçekten onlara güzel mi? Kimi zaman dertlerini anlatacak kelimeleri bulamazken, kimi zaman dertlerini anlatacak gücü bulamazken, kimi zaman dertlerini algılayacak bir bilinci bile bulamazken... Dün yaptığımız gezi sırasında bir okulun duvarında gördüğüm çizimler çok hoşuma gitti ve fotoğraflarını çektim. Güzel sanatlardan gelip çizmişler, çocuklar için. Dilerim büyükler hep çocukların hoşuna gidecek şeyleri yaparlar, onların sesi olurlar...

Ufak Bir Kaçamak...

Bazen şikayet ediyorum, dağ başında çalışıyorum,  yakında market yok, banka yok, ulaşım zor vs. vs. Ama burada çalışmanın aslında çok çok güzel bir tarafı var...Sadece üç dakika yürüme mesafesi ile bir cennete gidebiliyorsunuz... Bugün yemek sonrası ufak bir kaçamak yaptık... Ağaçlar, yapraklar, ağaç gövdesinin arasından sızan güneş ışıkları... Her şey öylesine güzeldi ki... Her kareyi saklamak istedim :) Tabii ki de önümüze sayısız yaprak çıktı. Hangisini çekeceğimizi şaşırdık.  Her biri birbirine benziyor, ama her biri bir o kadar farklı diğerinden,  çekebildiğimizi çektik, aklımız çekemediğimizde kaldı. Pekala itiraf ediyorum ki aslında amacımız bu kuş evlerinin fotoğrafını çekmekti. Yani derinliklerde bizi çok güzel şeylerin karşılayacağına emindik ama nedense harekete geçme nedenimiz bu kuş evleri oldu. Servisle her önünden geçişimizde bunları çekmeliyiz diye düşünürdük. Bu kez harekete geçtik ama iş sadece kuş evleri ile kalmadı tabii... Önümüze çıkan her

Nayino

Hafta sonu karadeniz müzikleri yapan bir bara gittik. Tulum, kemençe, karadeniz insanının coşkusu, çok güzel vakit geçirdim. Karadeniz'i görmeyi çok istiyorum. O doğayı, o insanları... O gece gittik gittik geldik Karadeniz'e. Çok güzel türküler dinledik ama bir tanesi fena dilime dolandı... :)

Lilac Wine

Şu sonbahar sabahına yakışacak, sakin, durgun.... Sabah sabah dinlemem gerekiyormuş demek ki.... :) Aynı şarkının Nina Simone versiyonu da mükemmel bir alternatif ancak Jeff Buckley' de başka bir tat var. Ayrıca zamanında bu fotoğrafa bakın hangi şarkıyı uygun bulmuşum :) ...Değişken ruh halleri işte...İyi ki de değişken...

Kösem Sultan

Dün akşamki tiyatro keyfimizin konuğu Kösem Sultan 'dı. Bu yılki oyunlar içinde en büyük prodüksiyonlardan birisi Kösem Sultan. Kalabalık kadrosu, kostüm ve aksesuar çeşitliliği ile sahneyi oldukça dolduruyorlardı. O kadar kalabalıktı ki, sonunda alkışlarken inanın yorulduk. Daha aslar gelmemişti bile :) Aslar demişken, çok as var bu oyunda. Dedim ya kadrosu çok zengin. Şuradan da bakacağınız üzere çoğu da tanınmış isimler. Fosforlu Cevriye oyununda hissettiğim ihtişamı burada da hissettim. Hem tanıdık yüzleri, hem renkli, cıvıl cıvıl kostümleri ile tam bir şölen.  Tabii cıvıl cıvıl dediysek aslında oyunun çoğu uzun diyaloglardan oluşuyor. Eee tarihin önemli bir kısmını anlatıyorlar sonuçta. Gayet ağır ve ciddi bir oyun. Saray içi entrikalar, saltanat hırsları, devlet yönetme stratejileri, dalkavukluklar... Ne ararsanız var. Süresi oldukça uzun, haliyle bir çok olayı atlamamış, detaylara kadar inmişler. Ama bu kadar uzun ve ciddi bir konuda bile izleyiciyi sıkmamayı b