Ana içeriğe atla

Bu Sabah Üşenmedim...


Yine sisli ve soğuk bir Ankara sabahına uyandım. Geçen günlerde aynen böyle bir sabaha uyanmıştım ve fotoğrafını çekecek çok şeye rastlamıştım. Ama elimi eldivenden çıkarmaya üşendiğim için çekmemiştim o güzelim kareleri. Bu sabah üşenmedim ve çıkardım ellerimi. Önce kargalar çekti dikkatimi. Servisle gelirken bir ağaca sığınmış onlarca karga gördüm. Etrafta o kadar ağaç varken bu ağaca üşüşmüştü hepsi. Bu karanlık ve soğuk havalarda onlar da yalnız olmayı sevmiyor demek ki. Ben de şanslıydım ki kırmızı ışıkta durmuştuk ve daha 32 sn. vardı :) 


Diğer fotoğrafın kahramanı ise gecenin soğuğuna hazırlıksız yakalanmış bitkiler. Uykuda yakalanmış hepsi bu acımasız hamleye. Gerçi biliyorlar ki dayanıklılar ve bir kaç saate atacaklar tüm buzları üzerlerinden. Saldırı bu sabahlık da bastırılmış olacak. Doğa da savaşıyor bizim gibi, ayakta kalmaya çalışıyor, yeniliyor ve yeniden başlıyor... Her gün. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu