Ana içeriğe atla

Ellerim Acısada... :)


Geçen yıl bir sürü kağıt ip alarak adeta kış için cephane stoklamıştım. Burada da bahsetmiştim. Uzun zaman önce de başlamıştım amerikan servislerimi örmeye. Ancak araya bir sürü iş girdi. Bu vakte kadar pek ilerleyememiştim. Geçen haftalarda hız verdim bu işe ve bu hafta sonu 4. süne başladım bile. Toplamda altı adet olacak. hepsi farklı renklerde, pembe, kırmızı, yeşil, mavi, mürdüm, gri renklerinin pastel tonları. Ancak şöyle bir gerçek var ki, kağıt ip sert olduğu için örerken biraz elleriniz yıpranıyor. Benimkiler acıyor şu aralar ama öyle işi gücü bırakacak kadar değil tabii. Bir nevi tatlı bir bedel...

Hayalimdeki masa, böyle rengarenk amerikan servisli, renkli tabakların ve bardakların olduğu eğlenceli bir masa. Ve tabii o masayı şenlendirecek güzel arkadaşlar... 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu