Ana içeriğe atla

Beş Gün...


Geçtiğimiz beş güne ne çok duygu sığdırdım. Heyecan, eğlence, yorgunluk ve üzüntü.  Oysa güzel başlamıştı tatilim... Önce yağmurlu, sonra güneşli bir hava eşlik etti bana tatil boyunca. Gitmekteki tek amacım yeğenimin doğum günüydü. Zaten neredeyse tüm tatilimi de o kapladı :) 

 Yaptığım hediye, yastık halini de alınca bana göre çok güzel oldu. 
Yeğenimin yorumu ise "çok komik bu" oldu :)

 Güneyin en sevdiğim yönü, dallarda portakallar, limonlar, turunçlar...


Pasta, Nehir'in kendi seçimi imiş...

 Konu yastıklardan açılmışken, Nehir'e ilk doğum günü için yaptığım yastık da oradaydı. 
Ben fotoğrafını çekememiştim yaparken. Fırsat bu fırsat, onu da kayıtlara geçirdim. 


 Sonraki günler güzel havanın tadında ufak bir şehir turu da attık...


Ankara'ya dönüşüm ise karlı oldu. Sadece duygu anlamında değil, 
hava olarak da çok farklı mevsimleri yaşamış gibiyim...

Masamdaki lale de tatlı bir sürpriz oldu...


Ama her şeyden öte, dönüş yolunda aldığım haber tüm ruh halimi değiştirdi. Tüm ülkemin bu habere verdiği tepkileri okudum, takip ettim yol boyunca. Yüreği geniş bir ülkeyiz... Çok kayıp verdik, vereceğiz de belki. Sığar tüm acılar bu yüreklere, ama senin acın bir başka oturdu içime. Sanırım biz senin kadar direnemedik...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu