Ana içeriğe atla

Bi Güzellik Yaptık...


Kaç zamandır aklımda, ofise bir vazo gül koymak. Özellikle şu pembe olanlarından. Her taraf onlarla dolu şu ara. Bugün sonunda dayanamadım ve bahçedeki güllerden aldım bir dal. Ve nasıl değişti ofisin havası...

Haftasonum çok hareketli geçti aslında. Kış Uykusu ile sadece sinemaya değil sanata doydum resmen. Sonrası Karadeniz türküleri ile dolu bir gece. Asıl eğlence ise pazar günü yaptığımız raftingti. Eee haliyle ben fotoğraf çekemedim. Arkadaşların çektiği fotoğraflar elime ulaşınca özel bir rafting postu yapacağım. Ama konumuza dönersek.... bu güller bir harika dostum :)



Sadece gül ile kalsak iyi, ofisimize geçtiğimiz haftalarda aslanağzı ektik. Onlar da filizlendi. Dün de mimoza tohumlarını ektik. Hem kuru, hem yaş. O boşmuş gibi görünen saksılar var ya, potansiyel mimoza ağaçlarımız :))  Bakalım neler olacak...

Bi de bugün minik misafirlerimiz vardı :))




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu