Ana içeriğe atla

Karadeniz'den Notlar : Çinçiva, Zil Kale ve Çermeşk Yaylası


Karadeniz'deki en güzel gezimizi bundan tam 7 gün önce yaptık :) Düştük yollara... İstikamet Çermeşk yaylası idi ama yolumuzda Çinçiva ve Zil Kale vardı ve hepsine uğradık. Bol bol fotoğraf çektim tabii ki. Yine de bazen fotoğraflar işe yaramıyor. Gördüğünüzü tarif edemiyorsunuz. Nefis manzaralardı...


Çinçiva, özellikle "Sevdaluk" dizisi ile adını duyurmuş. İki yeşil dağ arasından akan Fırtına deresi ve o derenin yamacına kurulmuş bir kafeden çay içmek :) 


Zil Kale benim şimdiye kadar gördüğüm en ilginç kale sanırım. İnşa edildiği yer ilginç evet ama ülkemizde böyle yerlerde çok kale var. İlginç olan mimarisi. Şurada biraz bilgi var.  

"Rize İli, Çamlıhemşin ilçesinde bulunan bölgenin en dikkate değer eserlerinden biridir. İlçe merkezinin 15 km güneyinde Fırtına Deresinin batı yamaçları üzerinde kurulmuştur. Kalenin, üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi, denizden 750, dere yatağından ise yaklaşık 100 m yüksektedir. Kale, dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelmektedir. 

Dış kalenin kapısına kuzey batı yönündeki patika bir yolla ulaşılır. Kuzeydeki kapının söve taşları sökülmüştür. Bir teras yardımıyla orta surlar seviyesine çıkılır ve ikinci bir kapı ile kale içerisine girilir. Orta kale içerisinde üç önemli yapı bulunmaktadır. Bunlar; muhafız binası, şapel ve baş kuledir. Kulenin dört katlı olduğu, duvarlardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. İçerisinde ince bir bölüntü duvarı ve dolgu toprak vardır. Duvarlar üzerinde doğu yönünde kemerli pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktadır. 

Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu belirlenmiştir. Duvarlar içerisinde dikey uzanan boru yuvaları, belki de kapanmış sarnıçlara su akıtıyordu.

Kalenin yapılış tarihini belirtecek kesin veriler olmamakla birlikte 14. ve 15. yüzyıllara tarihlendirilmektedir."



Kaleden sonra yaylaya çıkmaya devam ettik. Yollar tabii ki de düzgün değildi ama ilk yayla yolculuğumuz kadar korkunç da değildi :) Yolda sürekli fotoğraf çekmek için durduk. 



Doğa falan güzel şeyler tabii ama zorlukları da var. Orada en büyük tehlike ayı. O nedenle arıcılıkla ilgilenenler kovanlarını ayıların ulaşamayacağı yerlere koyuyorlar. Şekil 1 A da yukarıda kovanları görüyorsunuz :)



Arkadaşım bu ikiliye "Temel ile Fadime" adını verdi. Bu korkuluklar büyük bir özenle yapılmış. Bir çok ayrıntısı var. Temel'in cebine sigara paketi bile koymuşlar. İşin garip tarafı bu korkuluk bizi ıssız bir yolda karşılıyor ve etrafta ekin, tarla, bostan vs. de yok. Birisi yoldan geçenleri eğlendirmek için yapmış gibi :)


Veee tabii ki yayla zamanı. Çermeşk yaylası muhteşem bir yer. Kocaman dağlar arasında üç köyden oluşan bir yerleşim yeri var. Genel adına Sıraköy deniyor. Kendileri içlerinde Yukarıköy, Ortaköy ve Aşağıköy olarak ayırmışlar. Biz Ortaköy'de 100 yıllık bir eve konuk olduk. Orada yediğim kurabiyenin tadını da unutmayacağım :) 



 







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu