Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mutluluklar Getirsin...

Kar memleketini bırakıp, yağmur memleketine geldim ve burada, Antalya' da giriyorum 2017' ye. Mutluluklar getirsin bu yıl. Şans getirsin, barış getirsin her zamankinden biraz daha çok. Güzel ve gerçekleşen hedeflerimiz olsun...Aşk olsun, sağlık olsun, huzur olsun...

Çizdim...

Şu aralar tekrar çizmeye başladım. Basit basit, maksat çizgilere alışmak...

Harem

Bu bale işi beni iyice sarmaya başladı. Ya da biz hep güzel balelere denk geldik bilemiyorum ama her defasında yüzümde gülücükle çıkıyorum salondan. Harem de nefisti. Ben özellikle haremdeki kızların uyuma sahnesine ve Valide Sultan'ın davullar eşliğinde yaptığı dansa bayıldım. Hamam sahnesini de unutmamak lazım tabii. Ayrıca bu balede müzikler de nefisti. Çok da anlatılmıyor aslında. İzlemek gerek. 

Semotti's

Canım'ız muzlu rulo pastası çekmişti. Ama hem glutensiz hem de laktozsuz olacaktı. Ne yaparım, ne ederim diye düşünürken buldum Semotti's 'i. :)) Mutluydum artık. 

Ankara Palas

Geçenlerde Coffee Carnaval'a gitmiştik malum. O bahane ile Ankara Palas'ı da görme fırsatımız olmuştu. Ona özel yazmak da bugüne nasipmiş. Binaya girince yaşanmışlık hissi anında sizi sarıyor. Belli diyorsunuz bu binanın çok anısı var. O salonlar, mimarisi, dekorasyonu... Her ne kadar kalabalık nedeniyle bazı yerlerinde çok bir şey anlamasak da bu binayı gezmiş olmak da güzeldi.  Kalabalıktan dolayı geniş açıları çekemedim tabii. Yine binanın dışından çekmeyi de akıl edemedim. :/ Atatürk döneminde kullanılan eşyalar özel bir bölme de sergileniyor. 

Voleybol Macerası

Bu resmen "bir varmış bir yokmuş" postu olacak. Zira biz bu maça gideli aylaaaaarrr oldu. Hep postunu yapacağım deyip durdum ama bir türlü fırsat bulamadım. Sultanların Grand Prix turnuvası ilk voleybol maçım oldu. Elimde fotoğraf makinesi olunca daha bir başka oldu maç tabii. Fotoğraf çekmekten maçı izleyemediğim de oldu. Kendimi spor muhabiri havasına sokup "topu havada yakalayacağım" çabaları da :). Eğlenceliydi vesselam. Haaa madem elinde fotoğraf makinası vardı, nerede diğer fotolar diye düsünürsek, sonrasında baktığımda daha alacak çok yolum varmış, onu farkettim :)).

Matruşka

Sanırım etkinlikte bu yılı kapattık. Geçtiğimiz hafta bir bale, bir tiyatro bir de modern dans gösterisine gittik. Yeter gayrı :)) Tiyatro oyunumuz Matruşka idi. Kadın erkek ilişkisi, Cantuğ Turay ve Begüm Topçu'nun muhteşem uyumu ile öyle güzel anlatıldı ki, çok eğlendik oyun boyunca. İkilinin enerjisi çok iyidi öncelikle. Hiç düşmedi oyunun temposu. Araya girilen bilindik melodiler de tuzu biberi oldu. Ayrıca tek bir tabureyi kırk çeşit şekilde kullanmaları da hoşuma gitti. Nefis bir oyundu. Gidin derim. 

Fındıkkıran

İlk kez bir modern dans gösterisi izledim. Fındıkkıran'a nasipmiş. Açıkçası sanırım modern dans olayı benlik değil. Gösterilen emeğe saygısızlık etmek istemem ama topu topu bir saatlik bir gösterinin sonunu zor getirdim. Getiremeyenler de oldu.  Öncelikle başında bir türlü giremedim olaya. Bunda sanırım kostüm seçiminin de etkisi vardı. Modernize etmek onların işi tabii ama öyle sıradandı ki kostümler, prova izler gibiydik. Sonrasında güzel görsel olaylar ve kostümler devreye girdi ama yine de çok etkilenemedim. Hareketler de hep tekrar gibi geldi. Çok farklı ve etkileyici koreografiler yoktu (Bu sanırım hadsizlik oldu, ben ne anlarım modern danstan, ama sonuçta bana hissettirdiğini yazmam gerek) . Demem o ki, illa ki seveni vardır ama ben bir daha kolay kolay modern dans gösterisine gitmem. 

Gülümse...

Tatsız günler yaşıyoruz yine. Her gün daha bir karanlık. Ama karartmamalıyız dünyamızı. İnadına direnmeliyiz bu karanlığa. Tek bir ışık bile olsa etrafımızda ona tutunmalıyız. Sevgilimize, çocuğumuza, ailemize, işimize, hayvanımıza, kitaplarımıza, filmlerimize... Yüzümüze gülümseme getiren ne varsa.... Vazgeçmemeliyiz.  O yüzdendir ki, bu günlerde bile, bir süs kutusu açıp, süslemeye giriştik ofisimizi. Karanlığa karşı tek silahımız aydınlık çünkü. 

Ödenmeyecek, Ödemiyoruz.

Uzun zamandır, bir oyunda bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Nefis performanslardı. Ama tabii sen o kadar güldür güldür, son sahnesi ile insanların yüreğine otur, oldu mu?. Oldu sanırım. Çok güzel bir oyundu. Çok eğlendim. 

Coffee Carnaval Blues Session

Planımda bu Cumartesi yatmak vardı. Zira gribimsi bir durumdayım şu an ve en kötüsü kulaklarım zonkluyor. Coffee Carnaval' ın olacağını biliyordum ama gitmek için bir umudum yoktu açıkçası. Derken sürpriz bir bilet buldum. Durur muyum hiç, hemen ayaklanıverdim. Bana kahve demesinler zaten.  Düştük Ankara Palas'ın yollarına. Erken gittik aslında saat 12 gibi. Dedim tenhadır henüz ama bir de ne göreyim, tıklım tıklım içerisi. Sizi hemencecik sarıveren kahve kokusu, bir yerlerden gelen canlı blues tınıları... tam benlik bir mekan. Neyse ki grip nedeniyle tat ve koku alma duyum zarar görmemişti, zira bir sürü kahve tattım ve nefislerdi. Mantar aromalı mı dersin, latte mi dersin :)  Sadece kahve yoktu tabii ki, aksesuarlar, fincanlar, süsler, posterler... O kalabalığı görünce önce acaba daha geniş bir yerde mi yapsalardı diye düşündüm, ancak sonra Ankara Palas'ın o eski havasının da çok yakıştığını gördüm. Bir yandan kahvemizi içip müziğimizi dinlerken bir yandan da

Gramofon Sergisi

Geçtiğimiz hafta sonu Çağdaş Sanatlar'da filmi beklerken karşımıza çıkan ikinci sergi bir gramofon sergisi idi. Birbirinden farklı, büyüklü küçüklü, sade, işlemeli, mobilyalı bir çok gramofon gördüm. Bir de salonu dolduran o enfes sesi dinledim tabii...

İroni ve Gerilim

Hafta sonu Çağdaş Sanatlar'da filmi beklerken gezdiğimiz birinci sergi "İroni ve Gerilim" Sergisi idi. İkinci Dünya Savaşı'nın ülkemizde, basında, dergilerde yansıması konulu bir sergi idi. İlginç dokümanlar ve karikatürler vardı. 

Aylak Madam

Bazı şeyleri geç de olsa keşfetmek güzel. Aylak Madam da onlardan biri. Yılların mekanıymış Ankara'da ama ben yeni duydum. Hemen gidip denedik. Yemekleri (en azından o gün bizim yediklerimiz) gayet lezzetli idi. İçerisi de biraz ev gibi dekore edilmiş farklı bir havası var. Duvarlardaki çizimler çok iyi. Sevimli bir mekan. Bir kere daha gidip en azından "Hindistan Cevizi Rüyası" nı denemek istiyorum. 

Gezici Festival :)

Bu Cumartesiye, iki sergi, bir sinema ve yeni bir mekan keşfini sığdırdık. Hepsinin postları ayrı ayrı gelecek. Sinema ile başlamak lazım tabii. Bu yıl Gezici Festivali'  ne gitmeyi, özellikle "Koca Dünya" yı izlemeyi çok istiyordum. Reha Erdem 'in sunumu da olacaktı amma velakin uyanık Ankara'lılar biletleri tüketmiş. Bize de Seul İstasyonu'  nu izlemek düştü. Filmi beğendim aslında, mesajına biraz daha fazla yer verilse daha da iyi olabilirmiş. Ayrıca belirtmeliyim ki bu festivaller güzel oluyor. Uzun zamandır sürekli gittiğim Çağdaş Sanatlar ' ı ender bu kadar kalabalık görüyorum. 

Süper Dolunay

Afffferin bana, Süper Dolunay gideli iki hafta oluyor ben ancak fotoğrafını koyuyorum. Ama öyle böyle değil şu aralar çok çalışıyoruz :pp Süper dolunay fotoğrafım da öyle güzel bir fotoğraf olmadı, zaten ay normalden çok da büyük değildi ama evet fark edilir derecede parlaktı. Bazı insanlar 200 mm ile hayvani fotoğraflar çekmiş, onlara saygılarımı iletiyor, nacizane fotoğrafımın notunu düşüyorum. sadece :))  Bu da aynı günün gün batımı. O gün gökyüzünün güzel olacağı varmış.