Ana içeriğe atla

Don Kişot' un İzleri


Geçen hafta sonu gittik aslında bu sergiye. Alışıldık üzere biraz geç yapıyorum postunu. Birbirinden ünlü ressamların Don Kişot efsanesine bakışlarını anlatan, farklı, güzel, eğlenceli bir sergi olmuş. Dali' ye bayıldım. Gözlerim Picasso'yu aradı sürekli. Eserlerine bakarken heyecanlandım falan :))

Karikatürden tutun da, yağlı boyaya, karalamaya, modern çalışmalara kadar her şey vardı sergide. Çağdaş Sanatlar Merkezi'ni seviyorum zaten. Ne zaman oralardan geçsek uğruyoruz. Üstelik bir çok etkinliğe de ücretsiz ulaşabiliyoruz.











En beğendiğimiz eserlerden biri bu radyatörden yapılma Don Kişot çalışması oldu. 
Herhangi bir boya olmaksızın sadece metalin eğimi ve paslanma özelliği kullanılarak nefis bir çalışma çıkmış ortaya.  

Pablo Picasso'nun kadınlar üzerindeki etkisi devam ediyor :)). Birisi dayanamamış...


 Pablo Picasso


Salvador Dali


Hemen üsteki tablonun bir detayı. Dali çoşmuş burada. 
Ben de büyüterek bir kez daha çektim. Uzuuun  uzun da baktım bu esere. 


 Paul Flora


 Salvador Dali


Zygmunt Januszewski



 Host Reinsdorf


Jerzy Panek 





 Simon Dittrich














Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu