Ana içeriğe atla

Dubai Günleri - Dubai Mall



Gelelim Dubai'nin en kötü yerine... Evet burası benim sabırsızlıkla beklediğim, merak ettiğim bir yerdi ama tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Belki de çok AVM insanı olmadığımdandır. Ama AVM yi sevseniz bile burası için özel akciğerlere ya da gaz maskesine ihtiyacınız olabilir çünkü tüm AVM ağır bir parfüm kokusunun etkisi altında. İnanın abartmıyorum, bir süre sonra gözlerimiz sızlamaya başladı. Koku akciğerlerimize yapışmıştı. Ayrıca büyük olması dışında herhangi bir AVM den çok da farklı değil. Dev akvaryumu ise oldukça sevimsiz. Küçücük yerlere sığdırılmış balıklardan oluşturulmuş mağaza vitrinleri daha da sevimsiz. 

Dışarı çıkıp hava alalım dedik. Doğru dürüst yürüyecek kaldırım yok. Gide gide uzun bir metro tünelinde bulduk kendimizi. Şöyle bir mantığı var şehir merkezinin. Binanın önünde araçtan in binaya gir gez, çık, tekrar araca bin diğer binaya git.....

Biz normalde Burj Khalifa'ya da çıkacaktık ama bu şehir merkezi sevimsizliği acayip canımızı sıktı, hevesimizi kaçırdı. İyi ki de bilet almamışız. Gideceğimiz gün hava pusluydu. Hiçbir şey göremeyecektik. 
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sünger Bob ve Patrick... :)

Bir taş boyama daha tamamlandı. Hem zaman güzel geçti hem de minik bir kalp mutlu edildi (yani umarım...). :)))

Telgrafın Tellerine Kuşlar mı Konar ?

Üçüncü etamin işimi de bitirdim. Aslında örnek aldığım fotoğrafta bu kuşlar 4 tane idi ve kalp şeklinde kuyrukları vardı. Ancak hem benim kasnağıma sığmadığı, hem de fazla kalabalık durduğu için ben biraz değiştirdim. Ha bir de göbekleri beyazdı, ben kendi renklerinin açık tonlarını tercih ettim. Bu hali bence daha güzel oldu. Son bir adım kaldı. O da çerçeveletmek. Noel Babayı da henüz çerçeveletmedim. Çerçeveciyi ihya edeceğim bu gidişle. Puzzle, etamin derken bir sürü şeyi biriktirdim çerçeveletmek üzere.  Şimdiki projem bir doğum günü hediyesi :) Hadi bakalım. Bir işe başlamak, o işin yarısıdır derler...  Güm güm...   Göbekleri de doldurduk mu, tamamdır...  Favorim...

Sid' in İntikamı...

Nasıl ki Star Wars serisinin en dramatik ama en sevdiğim bölümü "Revenge of the Sith" ise, şimdiye kadar yaptığım en zor kanaviçe de bu oldu ( Cümleyi toparlayana bir yastık hediye edeceğim :)) ) . Kısaca anlatmak istiyorum hikayesini.... Her şey arkadaşıma doğum günü hediyesi projemle başladı. Ona bir şeyler işlemek istiyordum ama sevdiği bir şey olsun diye düşündüğümden ağzını aramaya başladım. Bir muhabbetin ortasında,  Ice Age' deki Sid' i çok sevdiğini öğrendim. Tamamdır dedim, Sid' i işleyeceğim. Oturdum bilgisayar başına Sid şablonu arıyorum. Kesin vardır diye de anlamsız bir özgüvenim var. Ama yok, yani istediğim gibi yok. Ya küçük ya da aradığım gibi değil.  Tabii ben ümitsizliğe kapıldım ve başka bir şey yapayım bari girişimlerine başladım ama aklım kaldı Sid'de. İçimdeki "yapabilseydim çok güzel olacaktı" sesleri baskın çıktı ve şablonunu kendim çıkarmaya karar verdim   Önce bir Sid fotoğrafı buldum. Sonra onu